Gittin... Geride yıkılmış bir mabet bıraktın.
Şimdi yıkık dökük yüreğimle sensizliğin yükünü taşıyorum.
Bu çok ağır bir yük taşımak çok zor! Canım çok yanıyor.
Vucudumdaki her zerre sensizliğin acısını çekiyor.
Ben, ben değilim artık! Kalbim sıkışıyor...
Nefesim daralıyor, hıçkırıklar boğazımda düğümleniyor.
Ne doğan güneş, ne yıldızlar nede yeni açan bir çiçek, hiçbirşeyin tadı yok!
Sensiz doğan her gün bana acı veriyor.
Yüreğim hep sen! sen! diyor... Zaman geçmiyor...
Kulağımda hep senin sesin, baktığım her yerde senin yüzün var.
Çalan her tlf'a sen diye bakıyorum... Her yokluğunda bir parçam eksiliyor.
Zaten bir yarım sende kaldı! Diğer yarımla yaşıyorum...
Yaşayan ölü gibiyim! Artık gözlerim ışıl ışıl, bakmıyor.
Ve o çok sevdiğin gülüşüm yok artık...
Yani hayat yokluğunla son buldu... Buraya kadar.
'' Alıntı Değil ''
İncisu
19 Mart 2010 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Her gidiş yeni bir başlangıçtır da aynı zamanda...
YanıtlaSilbak ağaç dallarına,
eski mevsimden bir yaprak kalmayana dek yeşermiyor yeniden,
bunun için de zaman gerekli,
sadece''zaman''